Cengiz Han dönemini kısaca değerlendirelim: Devlet bütçesini, idaresi altındaki toprakların gelirleri ve fetih ganimetleri oluşturmuştur. Bu nedenle maliye ve iletişim sistemlerinde iyi bir reform gerçekleştirilmiştir.
Genel olarak şunları söyleyebiliriz: İşgal edilen ülkeler, askeri bölüklere ayrılır ve bu ülkeler, devletin gelir ve askerî deposuna dönüştürülür. Oraya da asker ve vergi düzenini denetleyen Moğol veya Türklerden görevliler baskak2, tangmaşi3 gönderilir. Merkeze haberlerin ve gelirlerin daha hızlı ve daha güvenli ulaşması için posta menzilleri4 teşkilatlandırılır.
Kervan yolları da güvence altına alınır. Ögedey Kaan, bazı reformları dışında Cengiz’in siyasetini takip etmiştir. O, ilk önce kendi muhafızlarını düzenler ve devlet sınırlarındaki kontrolü tekrar güçlendirir. Moğol Kanunu Yasa’yı5 değiştirmediği gibi devletin bütün topraklarında uygulanmaya devam edilmesini emreder. Ögedey, devlet yönetim organlarının gelişmesine ve devletin dış ve iç siyasette iktidarının güçlenmesine çaba harcamıştır. Bütün önemli işler büyük kardeşi Çağatay’ın tasdikinden sonra icra edilmiştir.
Tabii bu konularda Çinli baş vezir Yeh-lu Ch’u-ts’ai başta olmak üzere Uygur vezir Çinkay ve Müslüman tüccar Mahmut Yalavaç’a danışıyordu (Vernadskiy 1997: 54). Ögedey Kaan’ın, saltanatı sırasında iletişim sisteminin tekrar güçlendirilmesi konusunda ön planda yer almışsa da adliye, maliye işlerinde ikinci planda yer aldığını görmekteyiz.
Yeh-lu Ch’u-ts’ai’nin düşündüğü bürokrasizmin gerçekleşmesine, devletin dayandığı askeri aristokrasi tabakası en büyük engeldi. Bürokrasizm için önce devletin dayandığı askeri aristokrasi tabakası zayıflatılmalıydı. Elbette bu siyasetinde onu destekleyen kendi ekibine de gereksinim vardı. Bunları iyi anlayan Yeh-lu Ch’u-ts’ai, hedefine ulaşmak için önce Kaan’ın güvenini kazandı. Böylece siyasetinin alt yapısını temin ettikten sonra harekete geçti.
Devletin dayandığı askeri aristokrasi tabakasını sarsan türlü sınırlamalar getirdi, reformlar gerçekleştirdi. Devlet dairelerine, sınavları kazanan Çin asıllı, kültürlü 4030 kişi getirdi.
Onun (bilhassa askeri aristokrasiye zarar vermek doğrultusunda konulan) maliye reformu, beklendiği gibi kısa bir süre içerisinde ordunun muhalefetine yol açarak devlette iki siyasi kampın oluşmasına neden oldu. Bu iki kamp aralarında ilk anlaşmazlık, 1233’de Sübetay’ın önderliğinde gerçekleşmiştir. İkincisi ise 1235’de Otçigin-noyan önderliğinde yapılan entrikada görülmüştür.
Ögedey Kaan’ın saltanatı sırasında ortaya çıkan birbirine karşı hizibler şunlardır: (Esenberlin 2001: 182)
1) Eski askerî monarşi sistemini korumak isteyenler.
2) Askerî monarşi sistemini bürokratik sisteme dönüştürmeye çalışanlar. Aslında baş vezirin devlet erkanında çok etkili ve yetkili olmasına Kaan’ın kendisi müsaade etmiştir.
Bu arada B.Ögel de Ögedey Kaan’ın Yeh-lu Ch’uts’ai’a karşı şahsi bir saygısı olduğunu belirtmiştir. Yeh-lu Ch’u-ts’ai’ın etkili olduğunu şu olay da ispatlamaktadır. Yeh-lu Ch’u-ts’ai’nin yürüttüğü siyasete itiraz eden askeri aristokrasi üyeleri, 1235 yılında ona karşı entrikada bulunmuşlardı. Entrika önderlerinden biri de Cengiz Han’ın kardeşi Otçiginnoyan’dı. Ögedey Kaan durumu öğrenmesine rağmen, han kardeşini cezalandırma hakkını baş vezire vermiştir.
Ganizhamal KUSHENOVA
Ahmet Yesevi Üniversitesi Tercüme Merkezi / Türkistan / KAZAKİSTAN
2. Buskak daha çok Han’ın temsilcisidir. Bu sözcüğün anlamı biraz belirsizdir (Jean Paul Roux: 2001: 270).
3. Memur unvanı diye tercüme edilmiş. Kozin, Palladius’a dayanarak Tangmaçin’i yabancı askerlerden kurulan kıtaların Moğol komutanı şeklinde tanımlamaktadır (Moğolların Gizli Tarihi 1995: 195).
4. Cengiz göçebe kabileleri itaate aldıktan sonra kervan güzergahlarındaki önemli mahâllere “korakçi” denilen muhafız tayin ederek geçen her tacirin selametle yola devamını sağlamalarını emretmiştir (Kafesoğlu 1956: 232).