50 Yıl Gizlenen Çin-Sovyet Dostluk, İttifak ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması

Mao Ze Dong Liderliğindeki Çin  Komünist Ordusu, Mareşal Cang Key Şek kuvvetlerini mağlup etti ve bütün Çin’de iktidarı ele geçirdi.Kızıl Çin Ordusunun General Vang Cing komutasındaki  8. Ordusu Lencu Şehrinden Sovyetlerden temin ettiği nakliye Uçakları ve kendi imkanları ile Doğu Türkistan’a doğru ilerlemeye başladılar.

Gulca Merkezli bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti  Hükumetinin Ahmetcan Kasimi başkanlığındaki lider kadrosu Stalin tarafından uçak kazası süsü verilerek katledildi. Cumhuriyetin 20 bin kişilik Milli Ordusu Sovyetlerin   baskı ve tehditleri ile Çin Ordusunun bağımsız bir Tugayı haline dönüştürüldü.

Urumçi’de mevcut Karma Eyalet Hükümetinin Türk Liderliği  Çin Kızıl Ordusuna karşı koymanın  kitlesel katliamlara ve daha büyük felaketlere sebep olacağı  savı  ile “Vatan İçin Vatan’dan Ayrılma” fikrinde  anlaştılar. Türk Liderler Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’in önderliğindeki Uygur ve Kazak Türklerinde  oluşan büyük göç kafilesi Himalaya dağlarını çetin kış şartlarında aşarak,büyük zaiyatlar vererek Keşmir’e hicret ettiler.Urumçı’deki   eski rejime bağlı (Komindang Partisine bağlı)  Çin işgal Ordusunun Tungan asıllı bazı üst rütbeli Komutanları Kurmayları ile birlikte Tayvan’a kaçan ve orada Çin Cumhuriyeti adı ile yeni bir devlet kuran Mareşal Cang Keyşek’a iltıhak etmek üzere Hindistan’a sığındılar.

Doğu Türkistan’da kalan eski rejime bağlı İşgal güçlerinin komutanı General Tav Si Yu  Mao’ya telgraf yollayarak teslim olduğunu bildirdi.

1949’da Mao Zeo Dong Çin’e tamamen hakim oldu ve sözde  Halk Cumhuriyetini ilan ettikten sonra  12 Aralık 1949’da kalabalık bir Heyetle birlikte birkaç ay sürecek olan  Moskova ziyaretine  başladı. 20 Ocak 1950’de yeni Rejimin Başbakanı ve Dış işleri bakanı Çu En Lay başkanlığındaki Çin Heyeti  ile  Dış işleri bakanı Andrı Vishnisky başkanlığındaki  Sovyetler Birliği Heyeti  arasında görüşmeler başladı . Sonuçta 14 Şubat 1950’de  30 yıl süreli  ve  19 maddeli bir gizli anlaşma imzalandı  ve bu antlaşmanın  her iki taraf arasında mutlaka gizli kalması  kararlaştırıldı. Bu heyetin içerisinde sözde Uygur Özerk bölgesinin Mao tarafından  direkt atanmış olan  kukla başkanı Seyfettin Azizi’nın de olduğu söylenir.

Bu bu gizli anlaşma, 16 Temmuz 1950 tarihinde New York’ta ABD Dış İlişkiler Derneği’nce düzenlenen bir toplantıda bu gizli anlaşmanın bazı önemli maddeleri açıklanır ve büyük yankı yapar.Bu sırrın açıklanması bir ABD ile  SSCB arasında  gerginliğe sebep olur.

1991 yılında  Sovyetler Birliği tarihin karanlık sahifelerine mahkum olduktan sonra bu gizli anlaşmanın içeriği açıklandı ve büyük tartışmalara neden oldu. Her nedense Bu anlaşmanın Uygurca çevirisi bugüne kadar yayınlanmadı. Biz bugün bu anlaşmanın Uygurca tercümesine yer vererek bu eksikliği gidermeye çalıştık.

Antlaşmanın içeriğine bakıldığında, bu belge tam bir sömürge dönemini hatırlatmaktadır. Ayrıca, devletler hukukunu ve eşitlik ve adalet ilkelerini  ayaklar altına alan  onur kırıcı maddelerle doludur. Örneğin:

2.Madde: Çin tarafı, Sovyetlere  Çin’in Kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde Kızıl Ordu’nun yerleşmesi için deniz ve Hava üsleri tahsis eder.

4.madde: Çin tarafı  Sovyetler Birliği emrine 10 milyon Çinli işçi tahsis etmeyi(göndermeyi)  taahhüt eder.

7. madde: Doğal zenginliklerinin kısıtlı olması sebebi ile  Çin tarafı 100 milyon Çin vatandaşının azaltılmasını kabul eder.Bunun için Çin tarafı gerekli şartları ve çareleri almayı kabul eder. ( Mao’nun yaptığı büyük ve toplu kıyımlar ve sık sık başvurduğu kitlesel katliamlar acaba bu anlaşmanın yerine getirilmesi için mi yapılmıştı ? sorusu akla geliyor. HG.)

8.madde: Çin tarafı,devlete ait bütün siyasi,sosyal,eğitim,kültür ve ekonomik  alan ve organların tamamına ve  bağlı şubelerine özel  Sovyet danışmanların yerleştirilmesini taahhüt eder.

9. Madde: Çin Halk Cumhuriyeti, tüm deniz sahilleri ve iç pazarlarını Sovyetlerin  serbest ticaret yapmalarını kabul eder.Gümrük vergisini de % 1(bir) olmasını taahhüt eder.

12.madde: Sovyetler Birliği Çin Halk Cumhuriyeti sınırları dahilindeki bütün yer altı  zenginlik kaynakları,madenler ve ülkede üretilen  bütün  ham ve yarı mamul  ürünlerin tamamını el kaymaya,işletmeye ve yönetme hakkına sahip olabilecektir. Ülkede çıkarılan kalay madeninin % 20’si Çin’e bırakılacak,%80’ni ise,Sovyetler Birliği’ne götürebilecektir.Buna mukabil Sovyet tarafı  Çin’in ağır sanayi’nin  kurulmasına yardım edecektir.

13.Madde: Çin tarafı Pekin;Şanghay ,Tien Jin,Kanton,Huang Cu  başta olmak üzere 15 merkezi ve büyük şehirlerin en önemli ve merkezi bölgelerini Sovyet Vatandaşlarının(göçmenlerinin)  oturması  için tahsis edecektir.

15.Madde:  Sovyetler Birliği Çangçun demir yolunun her iki tarafındaki 50 Çakırım(yaklaşık 20 Km + 20 Km.= 40 Km)çapındaki  bölgeyi Çin ile ortaklaşa yönetecektir. Demir yolları  ve ait işletmelerin birinci derecede sorumluları(Genel,Müdür,Müdür ve Başkanları) Sovyet vatandaşlarından,yardımcıları  ise Çin Vatandaşlarından atanacaktır.

16.madde: Daha önceki yıllarda(savaş zamanında) ÇKP. İle Sovyetler arasında imzalanan  Mançurya  anlaşmasının süresi otomatik olarak uzatılmıştır. Sovyetler Birliği bu anlaşma ile  elde ettiği bütün imtiyazlardan sonuna kadar istifade edecektir.

Bu anlaşmanın  Doğu Türkistan ve diğer Çin işgalindeki Tibet,İç Moğolistan ve Mançurya  açısından çok önemli olduğunu düşündüğümüz maddeleri şunlardır;

18.Madde: Bu antlaşmanın tarafları olan Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti  Hükümetleri Doğu Türkistan(Xinjiang) Tibet(Xizang) ve İç Moğolistan’da yaşayan Milletlerin kendi Halk Cumhuriyetlerini kurmalarını kabul eder.Anılan bu bölgelerin  bağımsız olabilmeleri için  taraflar ortak şekilde yardımcı olur ve  bunun tahakkukundan sorumludurlar.

Antlaşmanın 18. maddesine göre Çin ve Sovyetler  Sözde özerk statü  yalanı ile işgal ettiği  Doğu Türkistan, Tibet, İç Moğolistan ve Mançurya’nın bağımsız olmalarını kabul ve bunun  gerçekleşmesi için ortaklaşa çalışacaklardır. Ancak,her iki emperyalist ülke, her zaman olduğu gibi, taahhütlerine sadık kalmamış ve kendilerinden önceki yönetimlerin yanı seleflerinin yöntemini  daha de geliştirerek sürdürdürmüş ve halen sürdürmektedir. Komünizm, sosyalizm, halkların kardeşliği,eşitlik,birlik ve beraberlik söylemleri bu  mazlum milletleri ve halkları  yıllarca uyutarak kandırmak ve aldatmak için  birer slogan olarak kullanılmıştır.

Günümüzdeki Rus ve Çinli  yöneticileri de giydikleri yeni ayakkabıları ile eski yoldan yürümeye devam etmektedirler. Putin’in Kırım’ı ilhak etmesi bunun tipik bir örneğidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir:

Başa dön tuşu