Hukukta Türkçülüğün amacı Türkiye’de modern bir hukuk oluşturmaktır. Bu çağın milletleri arasında geçebilmek için yeni esaslı şart, milli hukukun bütün dallarını teokrasi ve klerikalizm kalıntılarından büsbütün kurtarmaktır. Teokrasi, yasaların Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri sayılan/görülen halifeler ve sultanlar tarafından yapılması demektir. Klerikalizm ise, esasen, Allah tarafından konulduğu ileri sürülen geleneklerin değişmez yasalar sayılarak Allah’ın sözcüleri sayılan din adamları tarafından yorumlanmasıdır.
Ortaçağ devletlerinin bu iki özelliğinden tamamen kurtulmuş olan devletlere çağdaş devlet adı verilir. Çağdaş devletlerde önce gerek yasa yapma, gerek ülkeyi yönetmek yetkileri doğrudan doğruya millete aittir. Milletin bu yetkilerini sınırlandıracak ve kısaca hiçbir yetkilerini sınırlandıracak ve kısaca hiçbir makam, hiçbir gelenek ve hiçbir hak yoktur.
İkinci olarak, milletin bütün fertleri tümüyle birbirine eşittir. Özel ayrıcalıklara sahip hiçbir fert, hiçbir aile, hiçbir sınıf var olamaz. Bu şartları sağlayan devletlere demokrasi adı verilir ki halk hükümeti demektir.
Hukukta Türkçülüğün birinci amacı çağdaş bir devlet oluşturmak olduğu gibi; ikinci amacı da, meslek sahiplerinin kişisel çalışmalarını, kamunun başkasından kurtararak, uzmanların yetkilerine dayanan meslek özerkliklerine kurmaktır. Bu esasa dayanan bir medeni kanun ile ticaret, sanayi ziraat kanunları Üniversite, Baro, Hekimler Derneği, Öğretmenler Derneği, Mühendisler Derneği vb. gibi. mesleki örgütlerin, mesleki özerkliklerine ait yasalar yapmak da bu amacın gereklerindendir.
Hukukta Türkçülüğün üçüncü amacı da, bir çağdaş aile oluşturmaktır. Çağdaş devletteki eşitlik ilkesi erkekle kadının evlenmede boşanmada mirasta mesleki ve politik haklarda eşit olmasını gerektirir. O halde, yeni aile yasası ile seçim yasası bu esasa göre yapılmalıdır.
Özetle bütün yasalarımızda hürriyete, eşitliğe ve adalete aykırı ne kadar kural ve teokrasi ile klerikalizme ait ne kadar izler varsa hepsine son vermek gerekir.
Ziya GÖKALP