Altın Orda Devleti Hakkında Bilgiler
Bilgiler, İslam Ansiklopedisi, Altın Orda Hanlığı maddesinden alınmıştır. Madde yazarı Mehmet Saray'dır.
1241-1502 yılları arasında Deşt-i Kıpçak’ta hüküm süren Türk-Moğol devleti Altın Orda Hanlığı hakkında bilinmesi gerekenler…
1. Altın Orda ne demek?
Orda Moğolca “çadır, otağ” mânasına gelmektedir. Devletin kurucusu Batu Han’ın ak otağının üst kısmının altın yaldızlı olması sebebiyle bu devlete Altın Orda veya Ak Orda denmiştir.
2. Altın Orda Devleti nasıl kuruldu ve büyüdü?
Cengiz Han’ın 1227’de ölümünden sonra yerine geçen oğullarından Ögedey zamanında karar verilen batı seferi, 1237-1241 yılları arasında aralıklarla sürmüş ve Doğu Avrupa’nın önemli bir kısmı istilâ edilmişti. Cengiz’in torunu ve Cuci Han’ın oğlu olan Batu Han idaresinde yapılan bu seferde ilk olarak Volga Bulgarları ortadan kaldırıldı. Ardından 1237 yılı sonlarında, başta Moskova olmak üzere Rus knezliklerinin pek çok kale ve şehirleri iki üç ay gibi kısa bir zamanda ele geçirildi.
Batu Han bundan sonra, bir Türk kavmi olan Kumanlar üzerine yürüyerek onları dağıttı. Kumanlar’dan bir kısmı Kama Bulgarları arasına, geri kalanları da Macaristan’a iltica etmek mecburiyetinde kaldılar. Kumanlar yurtlarından çıkarılıp batıya sürüldükten sonra, Aralık 1240’ta Ukrayna steplerine inilerek bölgenin en büyük knezliği olan Kiyef zaptedildi. Batu Han’ın orduları daha sonra Polonya, Macaristan, Avusturya ve Dalmaçya’ya kadar olan bölgeyi yağmaladı. Batu Han nihayet kazandığı büyük başarılardan sonra 1241 yılında İdil nehrinin aşağı mecrasına dönerek “Orda” merkezini kurdu. Saray adı verilen ve siyasî önemi yanı sıra ticaret yollarının da üzerinde bulunan şehir kısa zamanda gelişerek Doğu Avrupa ile Batı Sibirya arasında en büyük merkez haline geldi. Çağatay Han ve Ögedey Kağan’ın 1241 yılında birbiri ardınca ölmeleri üzerine Cengiz’in torunları arasında en yaşlı ve itibarlı kişi durumuna geçen Batu Han, daha rahat hareket etme imkânına sahip oldu.
Böylece İrtiş boyundan Aral gölünün kuzeyindeki yerler de dahil olmak üzere Kama, İdil havzası, Özü boyu ve Turla bölgesine kadar uzanan geniş bir sahada, merkezi Saray şehri olan Altın Orda Devleti kuruldu. Bu devletin teşkilâtı, Cengiz Han’ın yasası ile Türk töresinin ortak esaslarına göre tesbit edilmekle beraber, idare altına alınan yerlerin mahallî birçok hususiyetleri de göz önünde tutulmuş ve bu esaslar bilhassa Batu Han zamanında başarıyla uygulanmıştır.
3. Altın Orda Devleti ve İslamiyet
Altın Orda halkının büyük çoğunluğunu, 10. yüzyıldan itibaren müslüman olan çeşitli Türk boyları meydana getiriyordu. Yalnız idareci durumundaki bir kısım Moğol unsurlar, başlangıçta İslâmiyet’i kabul etmemişlerdi. Fakat Batu Han’ın küçük kardeşi Berke Han’ın Müslümanlığı kabul etmesiyle Altın Orda tam mânasıyla bir Türk-İslâm devleti haline gelmiştir. 10. yüzyıldan beri İslâm kültürünün iyice yaygınlaştığı bölgede bilhassa Saray şehrinin kuruluşu ve devlet merkezi yapılmasından sonra Türkistan’la ticarî ve kültürel münasebetler hızla gelişmiş, bundan dolayı da İslâmiyet’in tesiri artmıştır. İslâmiyet, özellikle Özbek Han zamanında Altın Orda’nın hâkim olduğu sahalarda hızla yayılmış, Saray başta olmak üzere birçok şehir, bütün İslâm memleketlerinde olduğu gibi camiler, medreseler ve tekkelerle süslenmiştir. Hükümdarlarla devletin ileri gelenleri saraylarında ve mâlikânelerinde âlimleri, şeyhleri, seyyidleri ve hocaları barındırmış ve korumuşlardır. Hatta Kutbüddin er-Râzî, Şeyh Sa‘deddin et-Teftâzânî gibi meşhur İslâm âlimleri davet üzerine Saray şehrine gelmişlerdir.
4. Ticari Yapısı
Saray’dan başka Azak, Batçin, Bakü, Büler, Bulgar, Derbent, Gülistan, Kırım, Kırım-ı Cedîd, Macar, Macar-ı Cedîd, Saraycık, Sığnak-ı Cedîd, Ükek, Hacı Tarhan, Şabran gibi şehirler kültür ve ticaret bakımından oldukça gelişmiş, bunlardan bazıları ithalât ve ihracat limanları haline gelmiştir. Ancak Avrupa ile Asya arasındaki ticaret daha çok Ön Asya yolundan yapıldığı için Altın Orda iktisadî bakımdan pek ilerleme gösterememiştir. Devletin gelirleri halktan, bağımlı Rus knezliklerinden ve yabancı tüccarlardan alınan vergilere dayanmaktaydı.
5. Hükmettiği Topraklar
Günümüz Avrupa Rusyası, Karadenizin kuzeyi, Gürcistan, Ukrayna ve Kazakistanın Avrupa yakası; Altın Orda devletinin hükmettiği topraklardır.
6. Altın Orda Devlet Sistemi
Altın Orda’nın idarî teşkilâtı eski Türk idare sistemine göre düzenlenmiş, ayrıca bozkır gelenek ve teşkilâtı da devam ettirilmiştir. Bununla beraber, halkın gittikçe toprağa bağlanması, ziraat, ticaret ve sanayinin gelişmesi, devlet idaresinin yerleşik hayatın getirdiği şartlara göre yeniden teşkilâtlanmasına yol açmıştır. Altın Orda Hanlığı’nda en önemli devlet organı, ancak önemli hadiseler üzerine toplanan kurultay olup han bu meclisin başkanıydı. Kurultay hanların seçimi, büyük savaşların ilânı ve önemli devlet meselelerinin konuşulması gibi hallerde toplanırdı. Kurultay’a hânedan mensupları, “ulus”un çeşitli bölgelerinden gelen emîrler ve hanın hatunları katılırdı. Hatunlar ayrı saray ve mâlikânelerde yaşarlar, Türk kağanlıklarında olduğu gibi hanla birlikte devlet idaresinde rol oynarlardı. Ülkedeki bütün yazışmalar “divan yazıcıları” (divan bitikçileri) tarafından yapılırdı. Ayrıca devletin iç ve dış temsilciliklerini yapan makamları olduğu gibi yol, vergi, ticaret, sanayi gibi işlere bakan memurlukları ve makamları da vardı. Bütün bunların görevleri ayrı ayrı tesbit edilmişti. Bu teşkilât, Altın Orda parçalandıktan sonra kurulan yeni hanlıklarda da devam etmiştir.